
Antik çağlardan bu yana müzik bir sanat olarak kabul edililir. Müzik İnsanlık tarihindeki tüm kültürlerde evrensel bir dildir. İlginç olan ‘müzik’ kelimesini temsil eden hiyeroglif yazısı ile ‘neşe’ ve ‘iyilik’ kelimelerini temsil eden işaretler bire bir aynıdır. Çince’de ise müzik anlamına gelen iki harf, “sesin tadını çıkar” anlamına gelmektedir. Müzik tüm duygularımızı harekete geçirecek ve ruh halimizi değiştirecek kadar etkili bir iletişim türüdür.
Müzik ve üretkenlik üzerine yapılan anketlere göre de günümüzde çalışanların büyük çoğunluğu müzik dinliyor. Müzik dinleyenler de dinlemeyenlere göre yüzde 90 daha üretken. Günümüzde yöneticilerin yüzde 77’si müziğin “moral kaynağı” olduğu, satış / pazarlama gibi alanlarda performansı artırdığı görüşünde. Üstelik bilimsel araştırmalardan çıkan sonuçlara bakıldığında müzik dinleyenler daha verimli çalışıyor ve işlerinde daha az yanlış yapıyorlar. Yinede göz ardı edilmemesi gereken durumlar ve tespitler olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek lazım. Müzik dinlemenin şüphesiz pek çok yararı var. Çoğu araştırmalar da bu görüşü destekliyor. Yalnız müziğin bilişsel yetenekler (mantıksal düşünme, problem çözme, öğrenme yeteneği gibi) üzerindeki etkilerinin dinlenilen müziğin türüne, ses düzeyine, kişilerin karakter özelliklerine ve yaşa bağlı olarak değiştiğini de unutmamakta fayda var.
Müzik terapisi
Sesler ve müziğin terapi amaçlı kullanımı insanlığın başlangıcı kadar eskidir diyebiliriz. Plato, “vücut için egzersiz neyse, ruh için de müzik odur,” demiştir. Müziğin, duygusal ve/veya ruhsal durumumuzu etkileyen belli nitelik ve özelliklere sahip olduğu uzun zamandır bilimin araştırma alanı içindedir.

Peki yapılan araştırmalar sonucunda müziğin insan üzerindeki etkileri nelerdir?
- Müzik dinlerken, beyne giden kan ve oksijen miktarında artış olduğu için, uyarıcı ve harekete geçirici etkisi var.
- Kalp atışlarını ve metabolizmayı doğrudan etkiler.
- Müzik ilham verir, duyguları harekete geçirir ve yaratıcılığı artırır.
- Müzik matematikseldir, karmaşık fikirlerin kolay çözülmesini sağlar.
- Etkili öğrenmenin temel unsuru olan beynin, sağ ve sol yarım kürelerinin denge içinde çalışmasını sağlar.
- Belirli müzik türleri, huzur veren endorfin hormonunun salgılanmasını ve sakinliği arttırır.
- Kas gerilimini azaltır, beden hareketlerini ve koordinasyonu geliştirir.
- Beynin, fiziksel dünyayı algılama, zihinde canlandırma ve nesneler arasındaki farklılıkları ayırt edebilme yeteneğini geliştirir.
- Müzik stresi azaltır, rahatlatır.
İslam felsefecilerinden Farabi (870-950) ise bir çalışmasında makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırmıştır:
- Rast makamı: İnsana sefa (neşe, huzur) verir.
- Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir.
- Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.
- Büzürk makamı: İnsana havf (çekinme, sakınma duygusu) verir.
- İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.
- Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.
- Uşşak makamı: İnsana gülme “dilhek” verir.
- Zirgüle makamı: İnsana uyku “nevm” verir.
- Saba makamı: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.
- Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.
- Hüseyni makamı: İnsana sulh (sükunet, rahatlık) verir.
- Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.
Kısacası müzik ruhun keyif damarıdır…

İnsanoğlu yüzyıllardır çeşitli hastalıkların tedavisinde müziği kullanmıştır. Müziği salt ruhsal hastalıkların tedavisinde değil birçok fiziksel hastalığın da tedavisinde kullanmıştır. Ruhsal hastalıkların müzikle tedavi edildiği tarihçiler tarafından kanıtlanmış bir gerçektir. Özellikle Roma, Çin ve Mısır gibi çok eski uygarlıklarda müzik hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.
Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi’nin, Şam’da bir hastane yaptırdığı ve burada hastaların tedavisinde müzik kullanıldığı tarih kitaplarında bulabileceğimiz bir hakikattir. Yine Osmanlı İmparatorluğu döneminde II. Beyazıd tarafından 1484-1488 yılları arasında Edirne’de yaptırılan Darülşifa ruhsal hastalıkların tedavisinde müzik terapi kullanılmış bir hastanedir. Darülşifa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde söyle yazar: “Müziğin insan ruhu üzerindeki olumlu etkisi konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olan Darülşifa’nın hekimbaşısı, hastalarına önce çeşitli müzik makamları dinletiyor, kalp atışlarının hızlanıp veya yavaşladığına bakıyor, faydalı buldukları melodiyi belirliyor, şikayetleri ve benzer hastalıkları bir araya getiriyor, Darüşşifa’nın müzik ekibine haftanın belirli günlerinde konserler tertip ediyordu.”

Amerikan Müzik Terapi Birliği müzik terapinin bir bilim dalı olduğunu ileri sürmüştür. Birliğin ifadesine göre “Müzik terapi, bireylerin fiziksel, psikolojik, sosyal ve zihinsel ihtiyaçlarını karşılamada müziği ve müzik aktivitelerini kullanan uzmanlık dalıdır.” Müzik terapinin kullanım alanı oldukça geniştir. Nöroloji, kardiyoloji, onkoloji, psikiyatri gibi klinik alanlarında ve özel gereksinimli bireylerin tedavisinde tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.